- Türkiye DEAŞ’in bölgedeki başlıca hedeflerinden biridir. DEAŞ’in Suriye ve Irak’ta artan etkinlikleri, ulusal güvenliğimize yönelik doğrudan ve ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

- Mart 2014’te Niğde'nin Ulukışla İlçesi'nde DEAŞ terör örgütü üyeleri tarafından yapılan saldırı akabinde 1 polis memuru ile 1 astsubay şehit olmuş, 1 vatandaş hayatını kaybetmiştir.

- Haziran 2014’te DEAŞ mensupları tarafından Musul’daki başkonsolosluğumuz saldırıya uğramış, 49 personelimiz ve bazı aile fertleri rehin alınmıştır.

- Türkiye bu tehditle mücadele etmenin yanı sıra 2011 yılından günümüze kadar INTERPOL gibi kurumlar dahil uluslararası işbirliği talebini dile getirmektedir.

- Türkiye, Hollanda ile birlikte Yabancı Savaşçılar Üzerine Koalisyon Çalışma Grubu’nun eş-başkanlığını yapmaktadır. Çalışma Grubu’nun ilk toplantısı 7 Nisan 2015 tarihinde Türkiye’nin ev sahipliğine yapılmıştır.

- DEAŞ (Irak Şam İslam Devleti) 2005 yılından bu yana önceki isimleriyle ülkemiz tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiştir.

- El Kaide, Taliban, DEAŞ ve El Nusra Cephesi, 10 Ekim 2013 tarih ve 2013/5428 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla iç hukukumuzda da terör örgütleri yaptırımlar listesine alınmıştır.

- “Yabancı Terörist Savaşçılar” öncelikle Türkiye’nin güvenliği için tehdit kaynağıdır. Kaynak ülkeler için tehdit bu savaşçıların ülkelerine dönüşleriyle birlikte başlamaktadır. Oysa Türkiye için bu tehlike, bu şahısların kaynak ülkelerinden ayrılmalarıyla birlikte ortaya çıkmaktadır.

- Bunu teminen ilgili kaynak ülkelerin istihbari bilgileri zamanında tarafımızla paylaşması gerekmektedir. 2178(2014) sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı üye devletlere bu yönde de yükümlülük getirmektedir. Dolayısıyla bu konudaki bilgi ve veri paylaşımı zorunlu hale gelmiştir.

- 2011 yılından itibaren DEAŞ gibi gruplarla bağlantısı tespit edilen şahıslara yönelik yurda giriş yasağı prosedürü uygulanmaktadır. 2011 yılında bu listede 300 civarında şahıs yer alırken, günümüzde bu rakam 10 bin civarına çıkartılmıştır. (Bunun % 27’si Avrupalı ve Kuzey Amerikalı, % 46’sı Kuzey Afrikalı ve Orta Doğulu, % 23’ü Asyalı, Kafkasyalı ve Pasifik Bölgeli)

- Suriye krizinin patladığı günden bugüne kadar ülkemizce, 12.700’ü geçkin kişiye yurda giriş yasağı konulmuştur.

- Keza, terör örgütleriyle ilişkisi olduğundan şüphelenilen ve yasadışı yollarla ülkemize giriş yapan yaklaşık 1.250’den (2011-Mart 2015) fazla kişi makamlarımızca sınır dışı edilmiştir.

- İlgili kurumlarımızca güvenlik sistemi güçlendirilmiştir ve yeni güvenlik önlemleri alınmaya devam edilmektedir.

- Bu çerçevede, havaalanları ile geçişlerin yoğun olduğu sınır bölgelerimizde risk analiz grupları oluşturulmuş, sınır bölgesinde bulunan şehirlerimizde, konaklama merkezleri ile gar ve otogarlarda kontrol ve devriye faaliyetleri sıkılaştırılmış, Suriye sınırındaki bölgelerimizde görevli uzman personelin sayısı artırılmış ve bölgeye ilave ekipman desteği sağlanmıştır.

- Şu ana kadar, 1500 kişi bu birimler tarafından kontrol edilmiş ve 740’dan fazlasının Türkiye’ye girişi iptal edilmiştir.

- Türkiye DEAŞ’ın Mali Kaynakları ile de mücadele içerisindedir. DEAŞ’a yönelik Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FAFT) tipoloji projesine ABD ile birlikte liderlik edilmiştir. Mali Suçları Araştırma Kurumu (MASAK) diğer mali araştırma kurumları ile de işbirliği içerisindedir.